Geçen Cumartesi günü CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısı ile altı muhalefet partisi lideri bir araya geldi.
Her şeyden önce altı farklı siyasi partinin bir araya gelişi Türk siyasi hayatında görmeye alıştığımız bir tablo değildir. Osmanlının son dönemi ve cumhuriyet tarihi siyasi kavgaların tarihidir.
Bizde hâkim olan uzlaşma kültürü değildir. Bizler çatışma kültüründen besleniriz. Korkutarak tabanımızı konsolide ederiz, bir arada tutarız. Bir cenah, “Bakın biz gidersek sizin inancınızı yaşamanıza müsaade etmezler”, “Biz olmasak ezan, Kur’an, cami güvende olmaz” gibi söylemlerle mütedeyyin kesimi korkutarak desteğini almaya devam eder, başka bir cenah “laiklik elden gidiyor”, “yaşam tarzınıza müdahale edilecek” gibi söylemlerle seküler kesimin desteğini almaya devam eder.
Maalesef bizde şeffaf, hesap verilebilirlik, etkinlik, etkililik gibi iyi yönetim değerleri, halkın refahı, daha iyi yaşama koşulları, iş ve aş gibi konular çok da siyasette tercih nedeni olmaz.
Siyasi hayatımızda bu değerlerden daha çok etkili olan iki konu var. Bunlar din ve etnik kökendir. Bu aynı zamanda çatışma kültürünü besleyen iki önemli faktördür.
Böyle bir arenada farklı siyasi ekollerden gelen altı farklı siyasi liderin bir araya gelmesi uzlaşma kültürü adına, özgürlükçü demokratik bir sistemin inşası adına önemli bir adım olduğunu düşünenlerdenim.
Türkiye kavga kültüründen, çatışma, ötekileştirme üzerinden mevzi kazanılmasından çok çekti.
Bu toplantıda istişare ve uzlaşıya vurgu yapılması çok önemlidir. Ayrıca bizdeki başkanlık sistemi sorun çözmeden ziyade sorun kaynağı olması hasebiyle, güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e geçmenin "ortak ve öncelikli hedef" olarak belirlenmesi de önemlidir.
Avrupa birliği ve Avrupa konseyi normlarına vurgu yapılması geçmişte, zaman zaman dile getirilen eksen kaymasının balansının yeniden yapılacağının işaretidir.
Ayrıca temel hak ve özgürlüklerin güvence altın alınması, özgür ve eşit vatandaşlık vurgusu, inandığı gibi yaşama vaadi çatışma ve korku havasının dağıtılmasına yönelik olduğu kanaatindeyim.
Öte yandan toplumun hemen hemen tamamının arzusu olan kamu yönetiminde şeffaflık, eşitlik, tarafsızlık ve liyakatin sağlanması, yolsuzlukla mücadele edilmesi ve siyasi etik kanunu gibi konuların deklere edilmesinin çok önemli olduğu kanaatindeyim.
Dile getirilen bu konuların altının doldurulması, bu toplantıdan sonra yapılan açıklamanın sonunda da belirtildiği “yarın Türkiye’sinin” inşası adına önemli bir adım olur.
*********** BİR MISRA **********
Künc-i mihnette rakîbâ bizi tenhâ sanma
Yâr ger sende yatursa elemi bende yatur
BAĞDATLI RUHİ
[Ey rakip! Evet sevgiliye kavuşan sen oldun; sende yatmaktadır o dildâr, hiç lâyık olmadığın hâlde ve ben çilelerle dolu köşemde yalnız bulunmaktayım. Ama sakın sevinme ve övünme; zira, yar sende ise de elemi aha şurada (sînemde) yatmaktadır. Yalnız değilim. Yalnız olan da sensin.]