CHP’li Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz’ın “hakkında rüşvet aldığı söylentileri çıkardığı” iddiasıyla partiden ihracını istediği Av. Deniz Atar hakkında partinin İl Disiplin Kurulu ret kararı verdi. Kurul, “Soyut iddialarla partiden ihracın keyfi olacağı” gerekçesiyle talebi geri çevirdi.
Karar üzerinden sosyal medya hesaplarından açıklama yapan Atar, “kimsenin adamı olmadan doğrul bildiklerini söylemekten” korkmayacağını belirtti.
Seçim süreci boyunca Umut Yılmaz’a en fazla destek veren çalışmalarında sürekli birlikte hareket eden Atar’ın açıklaması şöyle:
Bildiğiniz üzere, bir kişinin talebiyle şahsım hakkında CHP Gaziantep İl Yönetim Kurulu tarafından soyut iddiadan ibaret iki sayfalık dilekçe gerekçe gösterilerek oy birliğiyle kesin ihraç istemiyle tedbirli olarak disipline sevk kararı verilmiştir. Gaziantep İl Yönetim Kurulu’nun Tüzük hükümlerine aykırı vermiş olduğu karara İl Disiplin Kurulu nezdinde itirazımı gerçekleştirdim. İtirazım sonucunda; İl Yönetim Kurulu’nun disipline sevk kararının gerekçesiz oluşu, iddiaların soyut beyanlardan ibaret olması ve delillendirilmemiş olması nedeniyle, şahsım hakkında verilen tedbir kararı oy birliğiyle kaldırılmış, dosya CHP Gaziantep İl Yönetim Kurulu’na iade edilmiştir. Partinin çıkarlarını düşünmeksizin sırf birisini mutlu etmek için dosyayı incelemeden tarafımı “harcamak” maksadıyla disipline sevk edenlere karşı yargılama makamı olan İl Disiplin Kurulu; “bir kişinin delilsiz iddialarıyla, keyfi olarak Partinin öz evladını Partiden ihraç edemeyiz” demiştir.
Bu süreçte Partimizin kurumsal kimliğinin zarar görmemesi için hakkımda iftira atan ve şahsıma küfreden üst düzey siyasetçilerle ilgili şikayetlerimden vazgeçtim. Bildiklerimi konuşmayıp; sustum ve izledim. Ancak buna rağmen, kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden şahsın, söylenmemiş sözleri sanki söylenmiş gibi kamuoyuna lanse ettiğini, kongre salonlarında farklı bir şekilde anlatarak kavgacı ve kindar tutumunu devam ettirdiğini üzülerek izledim. Ben, “seçim öncesi adayımıza ağır ithamlarda bulunan, seçim çalışmalarına zarar veren, ailesine Partiye oy verdirtmeyen fakat seçim zaferinden sonra bugün bizi Partiden ihraç ettirmek isteyen şahısla yol yürümeye başlayan kişilere disiplin süreci başlatılsın” dedim. Ancak, maalesef bu gerçekleşmedi. Çünkü amaç disiplini sağlamak değil, güç sahibine biat etmeyen insanların susturulmak istenmesi ve “güç makamı benim, istediğimi Partiden attırma gücüne sahibim” mantığıydı.
Hakkımda onur zedeleyici iftiralar atıldığını ve maalesef gerçekleri bilenlerin; sırf bir şahsın korkusundan dolayı doğrudan ve haklıdan yana değil, güçten yana olduklarını da, iki kardeş ihraç edilirler diye el ovuşturup dua ettiklerini de gördüm. Arka kapılarda adaletin değil de gücün yanında olmayı seçenlere tavsiyem; samimiyetle Parti çıkarına sahip bir anlayışla siyaset yapmaları, yapılan bütün hukuksuzlukları cesurca muhatabına söylemeleridir.
Belirtmek gerekir ki, ben güçten değil, her zaman hakikatten yana olacağım. Bildiğimin alimi, bilmediğimin talibi olacağım. Bildiğimi irfan ile söyleyecek, bilmediğimi edep ile dinleyeceğim.
Bu Partide kavgadan, iftiradan, kindarlıktan ve dedikodudan beslenenlerin değil; her daim örgütün çıkarları doğrultusunda hareket edenlerin, gerçekleri söyleyenlerin, Partinin çıkarlarını savunanların ve fikir üretenlerin kazanacağını biliyorum.
Ben, her daim kavgacı zihniyetten uzak durdum, yine de duracağım. Beni, kavga zeminine çekmek isteyenin olduğunu biliyorum, ancak bu zeminde olmayacağımı da haykırarak belirtmek istiyorum.
Şu husus da bilinsin ki, ilk günkü gibi durduğum yerdeyim ve hakikat yolunda kimseden korkmayacağım.
Şafağın söktüğü, güneşin battığı yerdeyim ve haksızlıklarla mücadele edeceğim…