Gaziantep Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Ali Gür, yargıda FETÖ iltisaklılar ile ilgili geçmiş özlük hakları adı altında örgütün emsal olarak rahatlıkla kullanabileceği kararlar verildiği belirterek, üniversitelerde ede örgütten işlem görenlere hızla yükselme yollarının açıldığını söyledi.

Sosyal medya hesabı üzerinden yazılı bir açıklama yapan Prof. Dr. Ali Gür, açıklamasında şunları dile getirdi:

“Bir yandan uzun süredir sessizliğe mahkûm FETÖ elebaşı çıkmış diriliş mesajları veriyor, diğer yandan yargıda kamuoyunun vicdanını sızlatacak şekilde FETÖ iltisaklılar iade edilmekle kalmayıp geçmiş özlük hakları adı altında FETÖ’nün emsal olarak rahatlıkla kullanabileceği kararlar veriliyor.  Tam bu dönemde üniversitelerde FETÖ’den işlem görmüş olanlara hızlıca yükselme yolları açılıyor.  Hem de öyle yükselme ki yardımcı doçentken ihraç edilmiş birisi şartları tamamlamadığı halde şahsına özel profesörlük kadrosu ilanıyla profesör yapılmaya çalışılıyor.  Hatta bununla kalmayıp aynı durumdaki başkalarına da yol hazırlanıyor.  Zaten usulsüz açılmış olan kadro üzerinden şartları tamamlamadığı kendi kurulları tarafından karara bağlanmış olmasına rağmen yine usulsüz bir şekilde kişiye özel seçilmiş jüriler üzerinden işlemler sürdürülüyor. Akabinde de üniversite yönetim kurulu üyeleri üzerinden ataması yapılmaya çalışılıyor” dedi.

Üniversite yönetiminin bu usulsüzlüğü yaparken hukuksuzluk ve usulsüzlüklerine önce jürileri alet arkasından da yönetim kurulunu alet ettiğini kaydeden Prof. Gür, “Bu kadarı da olmaz diyebilirsiniz. Ama daha önce aynı üniversite yönetimi üniversiteler tarihinde görülmemiş bir şekilde alanında saygın 8 yıllık bir profesörün, profesörlüğünü FETÖ’nün yaptığı gibi sahte bir ihbar üzerinden hukuksuz bir şekilde elinden almış ve bu kararda da üniversite yönetim kurulunu kullanmıştı.  Neyse ki İdare Mahkemesi üniversite yönetiminin hukuk ve usul tanımazlığına ağır bir gerekçeli kararla dur demiş ve yaptıkları tüm itirazları da reddetmişti.  Bu senaryoyu hazırlayan ve icraata geçirenler bizim haberimiz yok, biz yapmadık, incelemeci/soruşturmacı/üniversite yönetim kurulu bunu yaptı diyerek suçu başkalarına atıp sıyrılmaya çalışmışlardı.  Üniversite yönetim kurulu üyelerinin bir kısmı da daha sonra biz kandırıldık, olayın böyle olduğunu bilmiyorduk, yanlış yönlendirildik diyerek günah çıkarmaya çalışmışlardı.

Ders alınıp gerekli reaksiyon verilmediği için tarih tekerrür ediyor ve aynı senaryo aynı kişiler tarafından tekrar sahnelenmeye çalışılıyor.

Daha önce haksız ve hukuksuz bir şekilde bir profesörün kadrosu elinden alınırken kullanılan yönetim kurulu şimdi de yönetim için çok değerli olan birini(!) şartları tamamlamadığı halde hukuksuz bir şekilde profesör yapmak için kullanılacaktır.

Daha önce yanıltıldık diyen yönetim kurulu üyelerinin bu defa ne yapacaklarını doğrusu biz de merak ediyoruz.

Elbette ki sayılı günler çabuk geçer ve yanlış hesap geri döner. İşler istedikleri gibi gitmeyince yönetim, biz yapmadık kararı yönetim kurulu verdi diyerek sıyrılmaya çalışacaktır.

Tüm bunların yanı sıra FETÖ ve benzeri yapılarla mücadele ettikleri teraneleri ile ortada dolaşan, ahkam kesen bazı üniversite yöneticilerinin göz göre göre bu hukuksuzluğa sessiz kalmalarını da dikkatle not ediyor ve sabırla hukuki süreçlerin tamamlanmasını bekliyoruz.

Bu arada üniversite dergisini çıkar amaçlı kullananların perde arkasından hazırladıkları komploların ve bu komplolara alet edilenlerin farkındayız.

Suçu işleyenler korunurken bu suçu neden işliyorsunuz diyenlere komplolar kuruluyorsa çok doğru bir noktaya yani birilerinin can damarına basılmış demektir. 

İstediğiniz kararları çıkartabilmek adına her türlü baskıyı uyguladığınız için öğretim üyeleri artık dayanamayıp istifalarını veriyorlar. Kendi güdümünüzdekilerle bazı usulsüz karaları alabilirsiniz. Ya sonra? 

Biz tam 16 yıldır bu tür komplolarla mücadele ediyoruz ve çok şükür vakarımızla ve saygınlığımızla dimdik ayaktayız.  Bu komploları hazırlayanlar yakında kaçıp giderken onlara alet olanlar bakalım ne mazeret sunacaklar.”