Vitamin ve mineral deposu olarak bilinen ve sağlıklı bir atıştırmalık olarak düşünülen kuruyemiş fazla tüketilmesi durumunda insan vücudu için zararlı bir besin halini alıyor. Medical Point Gaziantep Hastanesi Fonksiyonel Tıp Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Taşkıran, kuruyemişin taze, çeşitli ve az miktarda tüketilmesi gerektiğini, aksi taktirde bir çok hastalığa davetiye çıkarabileceğini söyledi.

Tükettiğimiz gıdaların vücudumuzun sistemlerinin işleyişi ve sağlığımızla yakından ilgisi olduğunu kaydeden Dr. Taşkıran,  "Bu bağlamda kuruyemişlere baktığımız zaman içeriğindeki mikro ve makro besinler itibariyle çok zengin bir içeriğe sahiptir. Kuruyemişin içerdiği mikrobesinler, fitobesinler, antioksidanlar, doymamış Omega 3 yağ asitleri ve içindeki vitamin ve minareller nedeniyle sağlıklı bir gıda olup çok ciddi manada olumlu etkileri vardır. Fakat kuruyemişler karbonhidrat ve kalori de barındırdıkları için fazla tüketildiği zaman bir takım zararlarıyla da karşılaşabiliriz. Bu sebeple günlük bir avuç kuruyemiş tüketmek içerdiği vitaminler ve minareller bakımından vücudumuza bir takım olumlu yönleri vardır.  Örneğin, kuruyemişlerin sindirim sistemine olumlu etkileri vardır. İçerdiği E vitamini sayesinde cildin güzelleşmesine katkı sağlar. Beyin ve nörolojik açıdan da çok ciddi faydaları bulunmaktadır. Bağışıklık sistemi ile ilgili birçok sıkıntıda kuruyemişlerin olumlu etkileri mevcuttur. Aynı zamanda, tırnaklarımızda ve iç organlarımızda oluşabilecek rahatsızlıkların da önüne geçebilme özelliği vardır. Kuruyemişler çiğ ve kavrulmuş olarak  tüketilmektedir. Fakat ne kadar çok ısıya maruz kalırsa içerdiği olumlu etkileri de azalmaktadır. Bu nedenle mümkün olduğunca çiğ tüketmek daha faydalıdır" dedi.

Kuruyemişi mide boşken tüketmenin daha faydalı olduğunu, çünkü tokken etkilerinin azalabildiğini vurgulayan Taşkıran, "Özellikle kahvaltı öğünlerimizde tüketmek vücudumuza oldukça fayda sağlayacaktır. Kilo vermek isteyen ve iki öğün beslenmeye çalışanlar, kahvaltı öğününe kuruyemişleri dahil ederlerse uzun süre tokluk sağlanabilir" diye konuştu.

Kuruyemişler ne kadar faydalı gıdalar olsa da birtakım zararlarının da bulunduğunu anlatan Taşkıran, "Fazla tüketildiği zaman kolesterol yüksekliğine neden olabilir. Bazı insanlarda da mide bağırsak sistemine olumsuz etki edebilir.  Kuruyemişlerin içerdiği tuz oranı yüksekse ve fazla tüketilirse tansiyon hastalarının tansiyonunu yükseltebilir. Böbrek hastalığı olan insanların kuruyemişi oldukça dikkatli tüketmesi gerekmektedir. Çünkü kuruyemişler magnezyum ve potasyum bakımından zengin gıdalardır. Potasyum normal insanlarda faydalı olabilir ama böbrekle ilgili sıkıntısı olan insanlarda vücuda yük olacağı için kontrollü tüketilmesi gerekmektedir. Ceviz, Antep Fıstığı gibi kuruyemiş çeşitleri oldukça faydalıyken, fazla tüketildiği zaman vücuda olumsuz etkileri oluşabilir. Kolesterol yüksekliğine neden olabilir.  Yer fıstığının alerjik özelliği nedeni ile olumsuz etkileri olabilir. Ayrıca romatizması olanlar, tansiyonu olan hastalar, Tiroid hastaları, mide bağırsak sorunu olan, kilo veremeyenler, hormonal problemi olanların da yer fıstığı tüketirken dikkat etmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra kuruyemiş olmayan ama kuruyemiş olarak tüketilen mısır patlağı ya da kavrulmuş mısır da oldukça zararlı gıdalardır" uyarısında bulundu.

Belli bir miktarda ve çeşitli olduğu takdirde kuruyemişin çok faydalı olduğuna vurgu yapan Taşkıran,  "Tek tip beslenme faydalı bir beslenme yöntemi değildir. Bu açıdan çeşitlendirmek gerekir. Kuruyemişler dengeli bir şekilde tüketildiği zaman faydalı olsa da, fazla tüketildiğinde ve uygun koşullarda saklanmadığında oldukça zararlı olabiliyor ” dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Taşkıran, “Topraktan çıkan birçok gıda bizler için oldukça faydalıdır. Hasta olmadan önce hastalıkları engellemek de bizim elimizde. Bu nedenle dengeli bir şekilde beslenmek gerekmektedir. Kuruyemişler dengeli bir şekilde tüketildiği zaman faydalı olsa da, fazla tüketildiğinde ve uygun koşullarda saklanmadığında oldukça zararlı olabiliyor. Kuruyemişi taze tüketmek gerekmektedir. Nemli ortamlarda bulunan kuruyemişler, aflatoksin içerir ve bu da karaciğere ciddi anlamda zarar veriyor. Örneğin kuru üzümün içerisindeki çekirdekler, içerdikleri bir takım maddelerden dolayı karaciğer yağlanmasının tedavisinde kullanılıyor. Fakat iyi muhafaza edilmez ise karaciğeri ortadan kaldırabiliyor. Mantar üreyen küflenen kuruyemişler aflatoksin bakımından organ yetmezliğine sebebiyet verebiliyor. Bu nedenle kuruyemişi taze tüketmek oldukça önemli bir unsurdur” diye konuştu.