Kaç gündür sosyal medya dolaşan bir iddia var: Çarşaflı Suriyeli bir kadın çocuk kaçırıyor! 

Şehirler farklı olsa da iddia aynıydı; hem çarşaflı hem de Suriyeliler hedef tahtasına oturtuldu. Bir bakıyorsunuz Mardin, bir bakıyorsunuz Urfa, bir de bakıyorsunuz Antep!

Şanlı ve Gazi olan iki şehirde yoğun bir Suriyeli nüfusu yaşıyor. Çarşaflı sayısı da azınsanmayacak kadar.

Kimin ne kıyafet giyeceğine kendisin karar verir elbet; kadın isterse inancının veya kültürünün gereği olarak örtünür, isterse de şortla, kotla gezer! 

Buraya kadar herkesin üzerinde hemfikir olması gereken bir özgürlük alanı. 

İşin farklı ve düşündürücü yanı bölgemizde hem inançlı kadınlara hem de Suriyeli kadınlara yönelik infial oluşturma gayesi.

Suriyeliler tarafı olmadıkları bir savaştan kaçarak komşu ülkelere sığındılar, canlarını kurtarmak için. 

Her milletin iyisi de kötüsü de olur! 

Bize gelen Suriyelilerin tamamı abdestli-namazlı tipler değil; tıpkı bizimkilerde olduğu gibi! 

Kaldı ki suç işlemenin dini-milleti de olmaz. Suçlu suçludur. Mazlum da mazlum!

Biinir ki savaşların en çok mağdur ettiği kesim kadın ve çocuklardır. Erkeklere nazaran daha savunmasız olan bu kesim savaş kanunlarına göre ile dokunulmaması gereken bir kitledir. 

Ancak ülkemizde artan ekonomik sorunların veya iktidara olan tepkilerin bu kesime yönlendirilmesi insani ve islami olamaz!

A partisini veya B partisini sever, desteklersiniz; bu durum size karşı partiyi destekleyenleri yok etme hakkı vermez! Kaldı kı bu insanların derdi siyaset değil, hayatta kalmaktır! 

Zaten zor bir dönemden geçiyorken, bu tür infial yaratacak söyle ve eylemlerin hedef tahtasına konulanlar kadar bizim insanımıza da büyük zarar vereceği aşikardır. 

Kaldı ki bir infial olayın en çok bağıranların çocu zaman art niyetli hatta kriminal tipler olduğunu bilmeyen yok. 

İşte 70 yaşındaki zihinsel engelli, Türkçe bilmeyen Suriyeli kadıncağızı tekme tokat dövüp "Çocuk kaçırıyor, face'de var" diyen insanlıktan nasibini almamış tip gibi. 

Hırsız diyerek zavallı kadını darp eden bu kişi fuhşa aracılık dahil pek çok suçtan kaydı olan biri çıktı. Buyurun burdan yakın. 

"Adam" bildiğiniz p....zvnk! 

Ama kalkıp dilsiz zavallı kadını "hırsız" diyerek tekme tokat dövüyor.

Ya olaydan sonra yakalanıp serbest kalmasına ne dersiniz? 

Kadına yönelik şiddet olaylarında çokça rastladığımız bu durum ceza kanunlarımızın yeniden ama yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. 

Her kadına şiddet olayında, her kadın katlinde bu durum defalarca göz önüne gelmesine/getirilmesine rağmen neden hala bir arpa boyu yol alamayız? 

Neden "Gelen tepkiler" üzerine ikinci kez gözaltına alınır? 

Tepki gelmese "araya mı kaynayacaktı" pek çok sesini duyuramayan mazlumun olayında olduğu gibi? 

Burada hakimi, savcıyı suçlamak değildir maksadımız. Onlar da eldeki kanunlara göre ceza ister, hüküm kurarlar elbet. 

Kadına veya kendisine savunamayacak kişilere yönelik şiddet olaylarında cezalar daha ağır olmalı, şikayet olmasa da bile olayın duyulmasıyla kolluk gücü harekete geçip faili yakalamalı ve adalet de gereğini yapmalıdır! 

Cezalar caydırıcı olmadığı sürece bu dileklerimizi daha çok dillendirir, daha çok kadına şiddet olayı görürüz!